Lokumluk sarı gümüşten yapılmıştır. Üzerinde herhangi bir damga veya özel yazı bulunmamaktadır. Kulpu döküm gümüşten gül ve yaprağı olarak ayrı ayrı yapılıp vida ile birleştirilmiştir. Kapağın üzerinde el işlemesi iki lale çizilmiş daha sonradan makineli kalem ile başka bir gül ve iki lale motifi eklenmiştir. Gövde kısmının içerisine de sonradan makineli kalemle gül motifi ve örümcek ağına benzer motifler eklenmiştir. Ürün dekoratif olarak yapıldığı için çok ince gümüşten yapılmıştır. Bu yüzden zamanla ağız kısmında deformeler oluşmuştur.

Türk kahvesi kültürü ve geleneği, kahvenin İstanbul’da kahvehanelerde servis edilmeye başladığı 16. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Türk kahvesi sadece bir içecek değil aynı zamanda sosyalleşmek için kültürel boşlukları, toplumsal değerleri ve inançları bir araya getiren toplumsal bir çalışmadır. Türk hayat tarzındaki derin etkisi ile Türk kahvesi misafirperverlik ve arkadaşlığın işareti olarak kültürde merkezî bir rol oynar. Ayrıca kahvenin sunumunda vazgeçilmez olan lokum da önemlidir. Lokumun ilk olarak ne zaman üretildiği ile ilgili farklı görüşler mevcuttur. Ancak lokumun tarihinin Anadolu’ya, Osmanlı İmparatorluğu zamanına kadar uzandığı kesindir. Öyle ki tüm dünyada “Turkish Delight” ismi ile anılan lokumun Osmanlıcada “rahat ul-hulküm” olarak adlanmıştır. Böylece Türk kültüründe misafirperverliğin önemi daha net bir şekilde anlaşılmaktadır. Misafirler için ev sahipleri, evde kendileri için kullandıkları kap kacaklar değil misafirlere özel hazırlanmış kahve fincanları, sunum tabakları ve lokumluk gibi servis kapları kullanırlardı. Maddî durumu iyi olan aileler ise bu konuda daha titiz davranırdı. Misafirler için satın aldıkları ürünün daha gösterişli ve değerli olması amacıyla gümüşten veya nadiren altından yapılan kap kacakları tercih ederlerdi.