Paranın üzerinde “Azze Nasruhü Duribe Fi Konstantiniyye” “1293” (1876-7), paranın etrafında “on iki yarım ay ve 24 yıldız” ve II. Abdülhamid’in “tuğrası” ve sağ köşesinde “el-Gazi” unvanı ve “Sene 14” yazmaktadır. Küpe olarak kullanılmak üzere kulp takılmıştır.

II. Abdülhamid; tahta geçtiğinde (1293/1876), İstanbul'da 500, 250, 100, 50, 25 kuruşluk beş değişik değerde altın sikke kestirmiştir. Altın sikkeler devletin ekonomik gücünün göstergesi olmakla birlikte gümüş, bronz ve bakır madenlerden basılan sikkeler günlük ticarette kullanılmaya daha elverişliydi. Dolayısıyla her sultan, tahta çıktıktan sonra gücünün ve saltanatının sembolü olan altın sikkelerin yanı sıra kendi adıyla tedavüle girmesi için gümüş ve diğer madenlerden sikkeler de kestirirdi.

Ayrıca bu sikkeler sadece ticarette veya birikim olarak kullanılmazdı.  Aynı zamanda kadınlar bu madeni sikkelerden süs eşyaları yaptırır veya ziynet eşyası yani küpe, bileklik, kolye gibi takı olarak kullanır veya elbiselerini süslerlerdi. Müzemizde bulunan bu sikkede de kulp bulunmaktadır. Dolayısıyla bu sikkenin bir zamanlar küpe olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir.